Haberler

Bizden Koparılanlar

10 YIL SONRA SAVCININ SORUMLULARI AKLADIĞI ORTAYA ÇIKTI

9.10.2013

 10 YIL SONRA SAVCININ SORUMLULARI AKLADIĞI ORTAYA ÇIKTI

Tufan Planı'na 10 yıl sonra dava açan Savcı Demirel hakkında soruşturma başlatan HSYK raporuna göre ''Savcı Demirel görevini kötüye kullandı, delilleri karartmaya, sorumluları aklamaya çalıştı.'' Savcı hakkında yer değiştirme ve kovuşturma yapılması isteniyor


ZEYNEP KURAY

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) 19 Aralık Bayrampaşa Cezaevi katliamı davasını yürüten dönemin Eyüp Cumhuriyet Savcısı Ali İhsan Demirel hakkında başlattığı 37 sayfalık soruşturma raporunda, 6’sı kadın 12 tutuklunun yaşamını yitirdiği katliamı soruşturan savcının sorumluları aklayarak 11 yıldır delilleri karartıp, dosyayı faili meçhule dönüştürmeye çalıştığına dikkat çekiliyor. Müdahil avukatlar raporu Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunmaya hazırlanıyor.

Müdahil avukatlar Naciye Demir, Sevenal Ballıkaya, Oya Aslan, Erhan Ergun ve Gülizar Tuncer’in, Savcı Demirel hakkındaki suç duyurusunu dikkate alan HSYK müfettişleri Haluk Gedikli ve Murat Gölyeri'nin raporunda savcının soruşturmayı taraflı yürüttüğü ve görevini kötüye kullandığı belirtiliyor. Bayrampaşa Cezaevi'nde uygulanan Tufan planına olaydan ancak 10 yıl sonra dava açan Savcı Ali İhsan Demirel hakkında da görevi kötüye kullanmak suçlamasıyla HSYK'nın izniyle Kasım 2011'de soruşturma açılmıştı.

Raporda, Savcı Demirel’in kolluk güçlerinden bilgi edinemediği savunmasına yanıt olarak soruşturma evresinde bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgi ve belgeleri isteyebileceği, kendilerinden istenilen bilgileri vermeyen görevliler hakkında ise cezai sorumlukların söz konusu olacağı belirtiliyor.


BAKANLA ORGANİZE ETTİ

Operasyonun planlı olduğunun, kimin hangi görevde konuşlandırılacağının çok önceden planlandığının belirtildiği raporda, şu tespitlere yer veriliyor: “İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Cezaevi Cumhuriyet Savcısı gözetiminde organizeli bir şekilde gerçekleştirilen operasyon üzerinden 10 yıl aşkın geçtiği halde halen bir neticeye varılamamıştır. Müdahalenin ani bir operasyon olmadığı açıktır. Bakanlık ve komutanlıklar nezdinde konuşulup tartışılmış, operasyon planları hazırlanmış, operasyonda yer alacak birimler ve komutanları isim isim belirlenerek Elazığ Jandarma Tabur Komutanlığı ve Ankara Jandarma Özel Asayiş Komutanlığından birlikler İstanbul’a sevk edilmiş, Ankara Jandarma Özel Asayiş Komutanlığının filli müdahale ve destek grubu olduğu açıkça ifade edilmiştir.”

Yine operasyon planının ‘hukuki sorumluluk doğurmayacak şekilde bütün safhalarının video kamera ve fotoğraf makinesi ile tespit edecek tedbirlerin alınacağı’ kaleme alınmıştır. Daha operasyon başlamadan önce yapılacak kayıtların ve çekilecek fotoğrafların hukuki sorumluluk doğurmayacak şekilde ifa edilmesi emredilerek hukuki olmayan uygulamaların olabileceği kabul edilmiş, bu tarz uygulamalara yönelik eylemlere ilişkin delillerin karartılması istenmiştir. Buna rağmen üzerinden 10 yılı aşkın bir süre geçtiği halde, operasyonda ölümlere ve yaralanmalara sebebiyet veren kişilerin tespit edilemediği iddiası ile soruşturma failli meçhul evrak olarak sürdürülmektedir. “


SAVCI 11 YILDA HİÇ BİR İŞLEM YAPMAMIŞ

Raporda dikkat çekilen diğer önemli hususlar şunlar: “Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral E.Engin Hoş’un operasyon komutanı, Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanı J.Y b. Y.Burhan Ergin’in operasyon komutan yardımcısı olduğu cezaevi özel müdahale planından ve sair yazışmalarından sabittir. Buna rağmen istenilen bilgi ve belgeleri göndermeyenler hakkında her hangi bir işlem başlatmamış, operasyona komuta eden isimler operasyonun başladığı tarihten itibaren bilinmesine rağmen bu konuda ifade ve beyanlarına başvurulmamış veya kendilerinden bilgi ve belge talebinde bulunulmamıştır. Görevliler hakkında her hangi bir soruşturma başlatılmamıştır.”

Raporda “Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı personelinin ölümlerin ve yaralanmaların meydana geldiği cezaevi C Blok’ta konuşlandırıldığı ve bizzat müdahale grubu olduğu belirtildiği halde kimlik bilgileri tespit edilenler hakkında yeterli araştırma yapılmadan ve ölümlere bu birlikte görevli hangi personel tarafından sebebiyet verildiği açıklanmadan ve tespit edilmeden haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği öngörülmüştür” ifadelerine yer verildi.


GÖREVLİLERE SORUŞTURMA YOK

Raporda Bakırköy 13.Ağır Ceza Mahkemesinin 30.11.2010 ve 03.12.2010 tarihlerinde Jandarma Genel Komutanlığı İstanbul İl Jandarma Komutanlığına yazdığı talimat gereğince cezaevine özel müdahale planını ve ekleri Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği hatırlatılarak “Bu tarihten sonra İstanbul İl Jandarma Komutanlığının Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiş olduğu 13.05.2011 tarihli müzekkere cevabı doğrultusunda planın fotokopisinin İl Jandarma Komutanlığında olduğu anlaşılmış ancak, planı göndermeyen görevliler hakkında herhangi bir işlem yapılmamış, 06.04.2011 tarihinde Bakırköy 13.Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak 17 sayfalık “Tufan” isimli Bayrampaşa özel müdahale planının tasdikli fotokopisinin gönderilmesi istenmiştir” denildi.

Bayrampaşa Cezaevi Koruma Tabur Komutanı Jandarma Yüzbaşı Zeki Bingöl yazdığı “ Bayrampaşa Cezaevi Gerçeği” isimli kitaba da yer verilen raporda, “Kitapta operasyon ile ilgili bilgilerin olduğu pasajlara ve sayfa numaralarıyla birlikte ve basına verdiği demeçlere yer verildiği halde tanık olarak dahi bilgisi ve görgüsünün tespiti yoluna gidilmemesi olaya ilişkin etkin bir soruşturma yapılmak istenmediği iddiasının diğer bir kanıtıdır” diye belirtildi.

Raporda devamında operasyona günü kimliği tespit edilmeyen görevli personele ilişkin şu tespitler yer almakta: “Operasyon günü operasyona ilişkin tutulan ve Başsavcı Ferzan Çitici ile Cezaevi Savcısı Fikret Ünalan tarafından imzalanmayan tutanakta isimlerine, ünvanlarına ve kimlik bilgilerine yer verilmeyen 25530, 1988/286, 1991/235, 1982/A.2259, 1981/A.2177 ve 1984/A.253 sivil numaralı personelin kimler olduğuna dair bir araştırma yapılmamış, sivil numaralarının operasyona bizzat katılan kişilere ait olmadığı iddiasına rağmen, bu kişilerin sivil numaralarının kime ait olduğuna ve operasyona bizzat katılıp katılmadıklarına dair bir araştırmaya 10 yılı aşkın süren soruşturma boyunca tevessül edilmemiş, bu konuda bir müzekkere dahi yazılması düşünülmemiştir.” Ayrıca raporda ön inceleme aşamasında operasyonda yer alan ve bilgi sahibi oldukları anlaşılan kişilerin üzerine gidilmedi.


DEMİREL İÇİN KOVUŞTURMA

“Ön inceleme sırasında alınan ifadelerin ise bir format üzerinden alındığı anlaşılmış, hiçbir ifadenin daha sonra Savcı Demirel tarafından alınmasına ihtiyaç duyulmamıştır“ denilerek soruşturmanın etkin yürütülmediğinin altı çizilen raporun sonuç kısmında, Savcı Demirel’in savunmalarında belirttiği hususlar, dosyada etkin bir soruşturma yapılmamasının haklı bir nedeni sayılmadığını, bu nedenle yapılan savunmanın yeterli görülmediği ifade edilmiştir. Sonuç olarak Savcı Demirel hakkında “Soruşturma maddesinde belirtilen iddialar kanıtlandığından, hakkında yer değiştirme cezası uygulanması ve kovuşturma yapılması sonucuna varılmıştır” denildi.