İstanbul’daki Kürt kurumları, Rojava’daki direnişin sadece YPG ve YPJ’nin sorunu olmadığını belirterek, “Herkes elinden geleni yapmalı” dedi.
Sınıra gideceğiz İstanbul Kürt Enstitüsü Eşbaşkanı Sami Tan, Rojava Devrimi’nin savunulmasının Kürt değerlerinin savunulması anlamına geldiğini belirtti. Sınır hattındaki eylemlere dikkat çekerek, Kürt Enstitüsü olarak da aynı hassasiyetle Kobanê’yi sahipleneceklerini kaydeden Tan, “Kürt Enstitüsü olarak her göreve hazırız. Rojava Devrimi’nin savunması ve korunması için kurum olarak kendi imkanlarımız dahilinde çalışmalar yürütüyoruz ve yeni çalışmalar başlatmaya da hazırız” dedi. İslam’a en büyük hakaret Demokratik İslam Kongresi İstanbul İnisiyatifi ile Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) de Kobanê’ye karşı geliştirilen saldırılara karşı sınıra gidecek. IŞİD’in İslam adı altında kirli politikalarla mazlum halklara saldırı gerçekleştirdiğine dikkat çeken İnisiyatif Üyesi Mele Ekrem Baran, “Bu İslamiyet’e en büyük hakarettir. Çünkü İslam’ın ruhunda, adalet, barış, kardeşlik, eşitlik vardır. Savaş ve savaşın teşviki yoktur. IŞİD’in bugün ki saldırıları, emperyalist ve Ortadoğu’daki çıkarcı devletlerin organizasyonudur. Bugün direniş ve zulme karşı mazlum Kürt halkını sahiplenme günüdür. Her alandaki Kürtler ve dünyadaki tüm Müslümanlar bu zulme ses çıkarmalı”dedi. Zulmün kimden gelirse gelsin İslam’a hakaret olduğunu ve buna karşı mücadelenin de İslam’ın bir vazifesi olduğunu vurgulayan DİAYDER yöneticisi Mele Yusuf İnan da “Zulme karşı çıkmak İslam’ın vecibelerindendir. Zulme sessiz kalanlar zulmün ortağıdır. Bu sebeple herkes mazlum halka yapılan bu saldırılara karşı ses çıkarmalıdır” ifadelerini kullandı.
DİHA/İSTANBUL
http://yeniozgurpolitika.info/index.php?rupel=nuce&id=32508