YAKAY - DER
Anasayfa
Hakkımızda
Haberler
Bizden Koparılanlar
İletişim
English - Français
Kurdî
Abdulmecit Baskın
Doğum Tarihi:
12.12.1952
Doğum Yeri:
Yüksekova / Hakkari
Kaybedildiği Tarih:
28.9.1993
Kaybedildiği Yer:
Ankara
Akıbeti:
Kayıp (Özel Harekat Polisi) (Cenazesi bulundu)
Abdulmecit Baskın
, Altındağ Nüfus Müdürü olarak görev yaparken, 30 Eylül 1993’te kaçırılarak, 3 kurşunla öldürüldü. Yüksekovalı olan Baskın, bir başka Yüksekovalı işadamı olan Hurşit Han’ın da kayınbiraderiydi. 30 Eylül 1993 günü eve gelmez. Bir gün sonra sabah saat 05.00’te arabası evinin önüne getirilir. Eşi kapıya indiğinde arabanın kapılarını açık ve bir adamı kaçarken görür. Sabah karanlığı olduğu için adamı tam olarak göremez. Eşi, arabayı boş görünce bir şeyler olduğunu anlar. Abdulmecit Baskın'ın eşi 2 Ekim 1993'te Kavacık Polis Karakolu'na eşinin kaybolduğuna ilişkin ifade verir. 3 Ekim 1993'te saat 12.00 sıralarında Gölbaşı’ndan bir çiftçi, Ankara Haymana Yolu Yavrucak mevkisi yakınlarında, yolun 20-25 metre ötesindeki tarlada bulunan bir binanın arka tarafında Abdulmecit Baskın’ın cesedini görüp haber verir. Ailesi hastanede cenazeyi teşhis eder. Abdulmecit Baskın’ı sol göz kapağından, göğsünün tam ortasından ve karnından üç kurşunla katledildiği tespit edilir. Aynı gün cenaze alınıp Yüksekova’da defnedilir.
Ayhan Çarkın yıllar sonra Yüksekova çetesini soruşturan emekli astsubay Hüseyin Oğuz'a, Abdulmecit Baskın'ın PKK üyelerine nüfus cüzdanı çıkardığına dair söylentiler nedeniyle öldürüldüğünü itiraf eder. Daha sonra işlenen cinayetlere ilişkin ifade veren ve soruşturma kapsamında tutuklu bulunan eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın;“O zaman Özel Harekât Daire Başkanı olarak İbrahim Şahin görev yapıyordu. Abdulmecit Baskın Altındağ Nüfus Müdürüydü. Bize söylenen bu kişinin emniyete intikalini sağlamaktı, bilgisine başvurulacağı söylendi. Biz istihbaratımızı yaptık.
Oğuz Yorulmaz
, Ercan Ersoy ve ben, 1 haftalık çalışma sonucunda kendisini üçümüz gidip Altındağ Nüfus Müdürlüğünden emniyete davet ettik. Emniyete götürmek için Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve
Ahmet Sakarya
’nın olduğu araçta Abdulmecit Baskın emniyete götürüldü. Biz de bir müddet sonra daire başkanlığına gittik. Orada yoktular. Bunun üzerine İbrahim Şahin, bize ‘burada ne işiniz var, gidin onlarla buluşun’ dedi. Onların piecers denilen alet vardı. Bu mesaj aletiydi. Onunla Gölbaşı’nda olduklarını anladık. Yanlarına gittiğimizde Abdulmecit Baskın’ın ölmüş olduğunu gördük. Kimin öldürdüğünü bilmiyorum. Orada Ayhan Akça ile kavga ettik. Bu ne biçim görev, bu ne biçim iştir diye söyledim. ‘Bu işi daire başkanı biliyor, sen karışma’ dedi. Biz birbirimize yumrukla girdik. Daha sonra oradan uzaklaştık. Ceset orada kaldı. Olay yerinde Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan, Ahmet Sakarya vardı. O günden sonra onlarla emniyetteki ilişkilerimiz bozuldu.”
Çarkın’ın bu itiraflarının ardından Avukat Taha Ayhan, Abdulmecit Baskın’ın eşi Raife ve ağabeyi Necip Baskın adına suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, eski özel harekâtçıların yanı sıra dönemin Başbakan’ı
Tansu Çiller
ile dönemin İçişleri Bakanı
Nahit Menteşe
, JİTEM kurucularından Tuğgeneral
Veli Küçük
hakkında da dava açılması istendi. Dilekçede, Abdulmecit Baskın’ın öldürüldüğünden bugüne kadar faillerinin bulunmadığı belirtilerek, “Dönemin koşulları, o günden bu güne kadar yaşanan süreçler ve kamuoyunda Susurluk ve Ergenekon olarak bilinen oluşumların kısmi de olsa ifşa edilmesiyle bu cinayetin o dönem işlenen bir çok faili meçhul cinayet gibi belli bir program dahilinde devlet imkânlarını kullanan ve kendilerini hukuktan üstün gören çevrelerce belli bir emir komuta zinciri içerisinde işlendiği açıkça ortaya koymuştur” denildi.
Ayhan Çarkın, 26 Mart 2011'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadede, 1993 sonunda Ankara Özel Harekat Daire Başkanlığı emrine atandığını söyledi. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın talimatıyla Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin'in başkanlığında 60 kişilik özel ekip oluşturulduğunu anlatan Çarkın, sanık Ahmet Demirel'in de Şahin'in ardından gelen amirleri olduğunu ifade etti. Ancak Demirel'in, ayrı bir grubun amiri olduğunu kaydeden Çarkın, kendisiyle birlikte Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Oğuz Yorulmaz, Ahmet Sakarya, Ercan Ersoy, Enver Ulu, Seyfettin Lap, "Cengiz" isimli emniyet amiri, "Enver" ve "Ümit" adlı polis memurları, "Yusuf" adlı komiser ve Semih Sueri isimli sivil kişinin bulunduğu grubun doğrudan Şahin'e bağlı olduğunu anlattı. Sueri'nin, Şahin'in fabrikatör bir arkadaşının oğlu olduğunu söyleyen Çarkın, bu kişiye polis kimliği verildiğini iddia etti. Osman Gürbüz ve Duran Fırat isimli astsubay olduğunu bildiği kişilerin de Şahin ile sürekli bağlantılı olduğunu, Korkut Eken'in ise Emniyet Genel Müdürlüğünde görev yaptığını anlatan Çarkın, özel harekat polislerinin seçimi ve eğitiminde görev alan Eken'in oldukça etkili olduğunu savundu. Bu özel grubun Güneydoğu'daki terörle mücadelede rol almak ve yeni personeli eğitmek amacıyla kurulduğunu ifade eden Çarkın, grubun, sonradan ana amacının dışına çıktığını ve "Ankara'da bazı infazlar gerçekleştirdiğini" söyledi.
Susurluk davası hükümlüsü, eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ın 1993-1994 yıllarında faili meçhul kalmış cinayetlerle ilgili 2011’de yaptığı itiraflar üzerine başlatılan soruşturmada Ankara’da ilk iddianame hazırlandı. Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, 30 Eylül 1993’te öldürülen Ankara Altındağ Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın’la ilgili soruşturma dosyasını zamanaşımı riski nedeniyle, 16 faili meçhul cinayetle ilgili yürüttüğü ana soruşturmadan ayırarak, iddianame hazırladı. İddianamede, dönemin Emniyet Genel Genel Müdürü
Mehmet Kemal Ağar
, eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili
İbrahim Şahin
, emekli Yarbay
Korkut Eken
ile eski özel harekât polisleri
Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Uğur Şahin
ve
Alper Tekdemir
’in de bulunduğu 12 kişi hakkında, “cürüm işlemek amacıyla kurulan silahlı suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde adam öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları uyarınca, kamu görevlilerinin işlediği suçlarda zamanaşımı uygulanmasa bile Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’nin, soruşturmanın iç hukuka göre zamanaşımına uğramaması için davayı açtığı bildirildi. Davanın açılması, Baskın cinayetiyle ilgili zamanaşımını durdururken, “adam öldürmek” suçuna öngörülen 20 yıllık zamanaşımı süresini de 10 yıl daha uzatarak 30 yıla çıkardı. Bilgili, hazırladığı iddianameyi, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme zaman aşımına bir gün kala iddianameyi kabul etti.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, Avukat
Yusuf Ekinci
, Avukat
Faik Candan
, Müfettiş
Namık Erdoğan
, işadamı
Behçet Cantürk
ile şoförü
Recep Kuzucu
, Cantürk’ün yakını müteahhit
Fevzi Aslan
ile yeğeni
Salih Aslan
, Behçet Cantürk’ün avukatı
Medet Serhat
, Medet Serhat’ın şoförü
İsmail Karaalioğlu
, işadamı
Savaş Buldan
, Savaş Buldan’ın akrabaları
Hacı Karay
ve
Adnan Yıldırım
, İranlı kaçakçı
Lazem Esmaeli
ve
Asger Simitko
, ANAP’lı Keskin İlçe Başkanı
Metin Vural
cinayetleriyle ilgili ana soruşturmaya ise devam ediyor.