İhsan Haran

Doğum Tarihi: 1.1.1969     Doğum Yeri: Huseynîk (Arıklı) Köyü Lice / Diyarbakır
Kaybedildiği Tarih: 24.12.1994     Kaybedildiği Yer: Ofis Yenişehir / Diyarbakır

Akıbeti: Gözaltında Kayıp (Polis Jitem)


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 6 Ekim 2005 tarihli karar metnindeki ifadelere göre; İhsan Haran ve eşi Nesibe Haran Diyarbakır’ın Huseynîk (Arıklı) Köyü’nde yaşıyorlardı ve 12 Mayıs 1994’te köylerinin güvenlik güçlerince yıkılması üzerine şehir merkezine göç etmek zorunda kaldılar. 24 Aralık 1994 günü İhsan Haran son sekiz gündür çalıştığı inşaat işinden evine dönmedi. Daha önce de mesaiye kaldığı zamanlar eve gelmediği için ailesi önce herhangi bir şeyden şüphelenmedi. Üç gün sonra, 27 Aralık 1994’te evlerine gelen köylüleri Fahri Hazar, 24 Aralık günü inşaat alanına gelen resmi kıyafetli polislerin kimlik kontrolü yaptığını, İhsan Haran’ın kimliğine baktıktan sonra kendi aralarında on dakika kadar tartıştıktan sonra İhsan Haran’ı da yanlarına alarak oradan ayrıldıklarını söyledi. 30 Aralık günü Fahri Hazar da gözaltına alındı. Nesiba Haran, kocasının gözaltına alındığını öğrendikten sonra Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne dilekçeyle başvurarak İhsan Haran’ın nerede tutulduğunu öğrenmek istedi ancak Mahkeme önünde nöbet tutan polis memurlarınca engellendi ve dilekçesini veremedi. Aile üyeleri yaklaşık bir ay boyunca savcıya ulaşmaya çalıştılar ancak başaramadılar. Nesibe Haran bunun üzerine çeşitli hapishaneleri dolaşarak kocasını aramaya devam etti. Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde 31. Koğuşta kalan birisi İhsan Haran’ı gözaltında gördüğünü söyledi. Aile İhsan Haran hakkında başka hiçbir bilgiye ulaşamadı. 1 Şubat 1995’te İhsan Haran’ın erkek kardeşleri gözaltına alındı ve “ağabeyleri gibi öldürülecekleri” yönünde tehdit edildiler. Nesibe Haran, 22 Haziran 1995’te AİHM’e başvurdu ancak ailesi üzerindeki baskılar devam etti. 1997’de eşinin kız kardeşi polisler tarafından taciz edildi ve 15 Aralık 1998’te kendisini polis olarak tanıtan bir kişi yanına gelerek yakınlardaki bir arabaya binmesini istedi; ailesi hakkında bilgisi olduğunu, muhbirlik yapması karşılığında para verebileceğini söyledi, Nesibe Haran reddetti. Yapılan başvurunun ardından AİHM, 26 Şubat 1996’da hükümetten olayla ilgili bilgi talep edilmesinden sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında bir soruşturma başlatılabildi! daha sonra her zaman olduğu gibi Savcılık, 21 Ocak 1998’te, İhsan Haran’ın gözaltında kaybedildiğine ilişkin yeterli delil olmadığına karar vererek takipsizlik kararı verdi. İtirafçı ve eski JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan 4 Mayıs 2004’te verdiği röportajda İhsan Haran’ın JİTEM tarafından sorgulandıktan sonra infaz edildiğini söyledi. AİHM, 6 Ekim 2005’te Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkını koruyan 2. Maddesinin usül yönünden ihlal edildiğine karar verdi ve devleti manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Jitem personeli Abdulkadir Aygan'ın Neşe Düzel'le yaptığı 27.01.2009 tarihli yayınlanan röportaj : PKK’lı olduğu söylenen İhsan Haran isimli bir genç vardı. Ailesi boşaltılan Lice köylerinden Diyarbakır’a göçmüştü. Şehitlik semtinde oturuyordu. O genç JİTEM’e alınıp sorgulandı. Sonra da Silvan tarafına götürüldü, bir arazide kafasına kurşun sıkılıp bırakıldı. Fakat sonra Diyarbakır JİTEM Grup Komutanı Abdülkerim Kırca’dan duydum. Meğer o genç kafasına sıkılan kurşunla ölmemiş. Sadece şok geçirmiş. Batman’a kadar yürüyüp hastaneye gitmiş. Yaşadığı olayı anlatmış. İşte bu olay Batman timine haber veriliyor, o da Diyarbakır JİTEM’e bildiriyor. Kırca’yı telefonla arıyorlar ve “komutanım böyle bir durum var” diyorlar. O da “Tamam onu hemen sizin time alın, bekletin. Biz geliyoruz” diyor. Bana bunu Kırca kendisi anlattı. İlk infazı yapanları beceriksizlikle suçladı. “Bizim beceriksizler öldürememişler. Adam kalkmış şehre, hastaneye gitmiş. Tekrar gittik, aldık ve işini tamamladık” dedi. Abdülkerim Kırca yanına personelini alarak hemen Batman’a gidiyor ve o genç tekrar araziye götürülüp infaz ediliyor. JİTEM’in eline düşen sağ bırakılmıyor. 
İlk infaza bende tanık oldum. Kemal Ümlük, uzman çavuş Yüksel Uğur vardı. Bir toprak yığınının arkasına götürüp vurdular. Geceydi. Hangisinin vurduğunu görmedim. Gencin sorgusu JİTEM’de yapıldı sonra arabaya konulup araziye götürüldü. PKK’lı diye öldürüldü. Bu Diyarbakır bölgesinde PKK’yla ilgili bilgileri genellikle itirafçı Serpil Toprak veriyordu. O da JİTEM’de sivil memur olarak çalışıyordu.